KADINLARDA CİNSEL SORUNLARIN PSİKOLOJİK NEDENLERİ

                  Cinsel sorunlar cinsel sağlığın bozulması ve fiziksel sağlığı etkilemenin yanısıra ruhsal sağlığı, aile sağlığını dolayısıyla sosyal sağlığı da etkileyebilmektedir. Cinsellik biyolojik, psikolojik, sosyokültürel, dini ve antrapolojik boyutları olan karmaşık bir bütündür.

          Kadın erkek cinselliği pek cok psikolojik nedenin biraraya gelerek birbirleriile etkileşime girmesinden etkilenmektedir.Bu yazıda kadınlarda cinsel sorunların psikolojik nedenleri irdelenecektir. Pek çok psikolojik neden kadınlarda cinsel sorunları hazırlayıcı,başlatıcı ve sürdürücü etmen olarak karşımıza çıkmaktadır.

           Bu bağlamda cinsel terapist cinsel terapi sürecinde cinsel sorunları biyolojik,sosyokültürel,dini ve psikolojik bakış açılarından yaklaşarak bütünçül bir değelendirme yapar.

Utangaçlık Ve Pasiflik

         Edilgen, bağımlı ve utangaç kadınlarda cinsel sorunlar daha sık görülmektedir. Genellikle çocukluklarında cinselliği baskılamayı ve bekarete önem vermeyi öğenmişlerdir. Bu kadınlar cinsel etkinliklerinde girişken davranamazlar. Genellikle cinsel ilgi ve isteklerini bastırmayı ve bekarete önem vermeyi öğrenmişlerdir. Buna karşın evlilikte bütün bu baskıların ortadan kalkacağını düşünürler.Tabii ki yıllarca cinsel ilgi ve isteklerini bastırdıkları için cinsel etkinliklerinde zorlanırlar.

          Cinsel ilişki sırasında çekingen ve hareketsiz kalan bu kadınlar erkeğin yönetici ve başlatıcı rolde olmasını tercih ederler. Kadınların cinsellikte aktif  olmaması ve cinselliği talep etmemesi öğretileriyle yetiştirilmişlerdir. Daha da ötesi, kadının eşinin beklentilerine göre hareket etmesi ona uyum göstermesi empoze edilmiştir.

Baba Kız İlişkisi Ve Baskıcı Baba

 Çocukluk döneminde babaya duyulan odipal bağın çözülmemesi bilinç dışı kaygıya neden olabilir. Bu gibi durumlarda kaygıyı engellemek   amacıyla bir savunma manevrası olarak kadınlarda cinsel isteksizlik, uyarılma ve orgazm ( anorgazmi) sorunlarına neden olabilir. Araştırmalar cinselliklerinde babaları tarafından terk edilen, babalarını kaybeden ya da babalarından ayrı kalan kadınlarda cinsel sorunların daha fazla olduğuna işaret etmektedir. Aynı şekilde baskıcı ve otoriter babaya sahip olan kadınların vajinismus geliştirme oranlarının daha yüksek olduğu bulunmuştur. Bu babalarda otorite saplantısı ve baskın olmak için cezalandırıcı davranış eğilimi ve alkolizm özelliği saptanmıştır.  Diğer yandan güçsüz anne modeli de kadının cinselliğini içselleştirmesini zorlamaktadır.

Olumsuz Beden İmajı Ve Özgüven Eksikliği

         Olumsuz beden  imgesi, bedenle barışık olmama ve özgüvensizlik  kadının bedenini zarif ve estetik bir şekilde kullanamamasına, utangaçlığa ve cinsel tutukluluğa yol açabilmektedir. Beden imaji bozukluğu olan kadınlar cinsel etkinlikleri sırasında eşlerinin yanında spontan davranamazlar. Kadının cinsel haz almasında bedenini ilk önce kendi kendine sonra eşin yanında rahatça sergileyebilmesi önemli koşullardan biridir.

Cinsel Yönelim Sorunları

         Cinsel ilgileri kendi cinsine yönelik kadınlar, bu durumun başkaları tarafından fark edilmemesi için cinsel arzularını bastırırlar ya da gizlerler. Ancak karşı cinsle istek, uyarılma bozukluğu ve orgazm sorunları yaşarlar. Bazen de kişi eşcinsel arzularının farkında değildir.  Bu durumda ilişkide nedenini bilemedikleri isteksizlik ve haz alamama sorunları yaşarlar.

Kişilik Örgütlenmesi Sorunları

          Borderline, histriyonik, depresif ve  şizoid kişilik  örgütlenmelerinde cinsel işlev sorunları daha sık  görülebilmektedir.

Cinsel Taciz Ve Travmalar

          Kadınlarda görülen cinsel işlev bozukluğu icerisinde cinsel travma öyküsüne sık rastlanır.  Cinsel travmalar ciddi cinsel sorunların yanı sıra psikolojik ve kişilik gelişimleri sorunlarına da yol açabilmektedir. Bazı cinsel travma kurbanları rastgele cinsel ilişkiler gibi kendine zarar verici cinsel davranış örüntüleri geliştirebilmektedir.

Cinsel Fobiler

         Cinsel organlara dokunup bakmadan tiksinme, kaçınma meniden iğrenme, cinsel istek ve uyarılma sorunlarına bu durumda kadınlarda orgazm bozukluğuna neden  olabilmektedir.

Yakınlık Korkusu

          Yakınlaşma sorunu olan kişiler cinsel yakınlığı tolere edemezler. Cinsel yakınlıktan kaçınma, cinsel arzu, uyarılma ve orgazm bozukluğu sorunlarına neden olabilir. Bu kişilerde ilişkinin başlangıç dönemlerinde cinsel isteksizlik yokken ilişkide yakınlık ve bağlılık gelişmeye başladığı zaman cinsel isteksizlik sorunu ortaya çıkabilmektedir.

Partnerde Cinsel İstek Bozukluğu Ve Cinsel Bilgi Eksikliği

          Bazen eşlerden birinde görülen cinsel problem, diğer eşte görülen başka bir cinsel işlev problemine reaksiyon olarak ortaya çıkabilir. Cinsel terapiye gelen çiftlerin pek çoğunda her iki partner’de de cinsel işlev bozukluğu olduğu görülür. Örneğin kadının orgazm olamaması ya da cinsel isteksizliği erkekte görülen erken boşalma, ereksiyon  bozukluğu ( erektil  disfonksiyon ) soruna bir reaksiyon olarak ortaya çıkabilir. Örneğin  vajinismuslu kadınların eşlerinde sertleşme bozukluğu gelişmesi çok bilindik bir durumdur.

Kontrolü Kaybetme Korkusu

          Bazı kişiler duygu ve davranışları üzerinde daima kontrol sahibi olmak ister.  Bu kişiler herhangi bir uyarının kontrollerini aşmasına izin vermezler.  Bu kişiler cinsel etkinlik sırasında cinsel uyarının belli bir dozun üstüne çıkmasını hemen ketlerler. Kontrolsüzlük onlar için adeta psikolojik ölümdür. Sonuç   ise uyarılma ve orgazmm olamamadır.

Partnere Yönelik Olumsuz Duygular

         Eşleriyle aralarında şiddetli güç mücadelesi olan kadınların daha çok cinsel sorun yaşadıklarına ilişkin araştırmalar vardır. Gizli güç çatışmasının yaşandığı ailelerde  eşitlikci ilişki yaşayan ailelere göre daha sık cinsel sorunlar görülmektedir. Bu gibi durumlarda kadında cinsel arzu bozukluğu görülür.

Cinsel Organlardan İğrenme

          Vajinismus tedavisi süresince vajinismuslu kadınların kendi cinsel organlarından iğrenme, hoşlanmama ve cinsel organlarıyla ilgili utanç duyma duygusu yaşadıkları gözlenir. Aynı şekilde bazıları da eşlerinin cinsel organlarından iğrenir ve dokunup bakmada zorluk yaşar. Bu gibi durumlar  kadınlarda uyarılma bozukluğu ve cinsel isteksizlik sorunlarına yol açabilir.

Yaşlanma Ve Çekiciliği Yitirme Endişesi

          Kültürümüzde belli yaştan sonra cinsel yaşamın biteceğine ilişkin yanlış inanışlar çok yaygındır. Bazı kişiler de yaşın getireceği değişikliklerden çekinerek cinselliği göz ardı eder. Yaşla birlikte oluşan bedensel değişiklikler ve kilo alma, cinsel çekiciliğin kaybı gibi algılanarak cinselliğe ilgiyi azaltabilir.

Organik Hastalıklar

          Pek çok hastalığa karşı gelişen psikolojik tepkiler beraberinde  cinsel sorunlara da neden olabilmektedir Örneğin kanser gibi ölümcül hastalıklar, işlev kaybı çaresizlik ve kaygı yaratabilmektedir. Benzer şekilde kronik hastalıklar da yorgunluk ve halsizlik yaratarak cinsel ilgide azalmaya neden olabilmektedir.

 Eşi Memnun  Edememe Endişesi

          Kadınlar küçük yaşlardan ihtibaren erkeklere hizmet ederek yetiştirilirler. Evlendikten sonra da eşlerine hizmet etmeleri beklenir. Cinsel yaşamlarında da aynı felsefeyi uygulamaları gerektiği öğretisi ile yetiştirilirler . Kendi hazlarından ziyade eşin hazzına yönelik hareket ederler. Bu da cinsel sorunlara zemin hazırlayarak uyarılma ve orgazm olmalarını zorlaştırır.

Hamilelik Ve Doğum Yapma Korkusu

          Gebelikte cinsel ilişkinin bebeğe zarar vereceğine ilişkin inançlar cinsellikten kaçınmaya ve giderek istek ve uyarılma sorunlarına neden olabilir. Doğumdan sonra annelik rolüne uyum sorunları cinsel isteği azaltabilir.

         Bağımlı ve sorumluluk almaktan kaçınan bireylerde gebe kalma korkusu oluşabilir. Dolayısıyla bu kişiler cinsel ilişkiye girmekten kaçınabilir.

Aldatma / Aldatılma Sorunları

         Aldatma ya da aldatılma korkusu eşe karşı kızgınlık yaratarak eşe karşı cinsel istek ve uyarılma sorunlarına neden olabilir. Çift arasında güven sorunu, öfke, kırgınlık, yetersizlik duygularına neden olarak çifti birbirinden uzaklaştırıp kadında  uyarılma sorunu, cinsel isteksizlik  orgazm olamama sorunlarına neden olabilir. Bunun ardından tekrarlayan başarısız cinsel deneyimler cinsel arzu sorunlarına yol açabilir.

 Kısıtlı Ön Sevişme, Bilgisizlik Ve Tecrübesizlik

          Kadınların hatırı sayılır bir kısmının evlilik öncesi cinsel deneyimleri yoktur veya sınırlıdır. Cinsel yaşama ilişkin tecrübelerini  evlendikleri zaman edinirler. Nasıl uyarılacaklarını ve haz alacaklarını bilemediklerinden cinsel  etkinliklerde kontrolü eşlerine bırakırlar. Bu da onların cinselliği öğrenme sürecinin gecikmesine hizmet eder.

Evlilik Çatışmaları

          İnsanlar sevme, sevilme, anlaşılma, saygı görme, bağlılık, ilgi, duyarlılık ve adil iş bölümü gibi bazı evlilik hayalleri ile evlenir. Evlendikleri zaman birbirlerinde aradıklarını bulamayınca hayal kırıklığı, gücenme ve kırgınlık gibi olumsuz duygular yeşermeye başlar. Yaşadıkları bu çatışmalar çiftin yatak yaşantısını da etkiler.

          Bu yüzden ciddi evlilik sorunları olan çiftlerde cinsel sorunların varlığına rağmen evlilik çatışmalarının çözümüne yönelik evlilik terapisi, cinsel terapi almalarından önce gelir.

         Hem kadınlar hem erkekler evlilik sorunlarına cinsel isteksizlik olarak reaksiyon verebilir. Süre giden evlilik çatışmaları anksiyete ya da depresyona yol açarak cinsel arzuyu ketleyebilir. Ya da ortaya çıkan cinsel sorunun devam etmesine hizmet edebilir.

Eşe ilgi Kaybı

          Eşler zamanla birbirlerine olan cinsel ilgi kaybı yaşayabilirler. Cinsel ilgi kaybı ciddi evlilik çatışmaları, çocuk sahibi olma, yaşlanma hastalıklar, çift arasında yaşanan ilişkisel travmalar ve eşi ebeveyn gibi algılama vb. pek çok nedenle olabilir.

Geleneksel Kadın Cinsellik Rolü

          Kız çocuklarına erken yaştan itibaren cinsellikle ilgilenmemelerinin öğretilmesi kadınlarda cinsel sorunların psikolojik nederi arasındadır . Cinsel ilgileri hoş karşılanmaz, kınanır, bastırılır. Mastürbasyon hoş karşılanmaz yasaklanır. Onlardan beklenen aktuel yaşamda olduğu gibi cinsel yaşamda da eşi memnun etmektir.

          Kadın edilgen yumuşak başlı olmalıdır. Sonuç ise cinsel aktivitelerede katılmama, hareketsiz kalma, uyarıcı buldukları şeyleri eşlerine söylememek, eşlerini reddetmemek, katılımcı ve aktif bir tutum sergilemekten kaçınmaktır. Bu tutum ve davranışlar cinsel  isteksizlik, uyarılma bozukluğu  ve orgazm bozukluğu(anorgazmi) sorunları yaşanmasının en önemli nedenlerinden biridir.

error: Content is protected !!
Scroll to Top